Üst
Connected One / Araştırma / Makale  / Dijital Dönüşüm Çağında Tüketici Ne İsterse Ona Benzersin! (Konuk Yazar)

Dijital Dönüşüm Çağında Tüketici Ne İsterse Ona Benzersin! (Konuk Yazar)

Dijital pazarlamanın olmazsa olmazı “tüketici” özünde bir insandır, kararlarını duygusal ve mantıksal bir süzgeçten geçirdikten sonra veriyor. Her şeyin internetini konuştuğumuz şu günlerde teknoloji insan hayatının her anına akıllı bir şekilde nüfuz etmeye hazırlanıyor. Markalara da bu dönüşümün içerisinde nasıl bir rol oynayacağını belirlemek kalıyor.

Tüketici Çocuk Gibidirresim 1

Çocukluğumda iz bırakan en önemli yazarlardan Sait Faik Abasıyanık, bir hikayesinde sirkte bulunan herkesin dokuz yaşında olduğundan bahseder. Çünkü sunulan bir eğlenceyi yaşamak isteyen(amiyane tabirle satın alan) her bireyin uyum içerisinde davranacağını ve ortama ayak uydurmak için isteyerek çocukça davranabileceğini söyler. Bu içgörü aynı zamanda cambazların mesleğini daha kolay icra etmesine yardımcı olur.

İçinde bulunduğumuz mesaj kaosu içinde tüketici de aslında çocuk gibidir. Bulundukları ortamın gerçeklerini reddedip kuralların dışında çıkmayı seçer. Nerede olursa olsun tercih ettiği bazen maruz kaldığı mecralarda eğlenceli içerik arayışına girer ve karşılaştığında etkileşim kurmak ister. Markanın eğlenceli bir şekilde verdiği mesajı merak eder, daha fazlasına sahip olmayı dileyebilir. Mesajınızı anlamaya çalışır ve yakınlaşmak için çaba gösterir. Kurgunuza bağlı olarak doğrudan üretken bir bağ kurabilir. Bu nedenle tüketicileri diyalog ortamına davet etmek ve dahil etmek önemlidir. Çünkü yetişkinler de çocuklar gibi sürekli yeni bir dünyaya adım atmak, araya karışmak ve ortamdan tatmin olmak isteyecektir.

Reklamverenlerin medya iletişim stratejilerini belirlerken hedefleri içinde markanın duygusal portföyüne katabileceği temalara da odaklanması gerekiyor. Duygusal pazarlama devrinde sürdürülebilir kalmak ve değişen tüketiciye ayak uydurmak ürün satış hedeflerinden önce gelmeli.

İletişimin dilini tanımlarken toplumun sosyolojik yaklaşımını, kültürel yaşamını ve medya davranışlarını da düşünmek zorundasınız. Hangi tür içeriğin hangi araçlarla hedef kitleyi yakalayabileceğini öngörebilmek için insanların merak ettiği(trend), yakın durduğu(lifestyle) ve ilgi duyduğu(interest) alanları takip etmelisiniz.

Tüketicileriniz de tıpkı çocuklarınız gibi samimiyetten hoşlanır ve sizden dürüst olmanızı bekler. Küçük bir hayal kırıklığı yaşadıklarında sizi unutmazlar. Rekabet ortamında en iddialı vaadi verebilmek için abartılı söylemlere başvuran markalar tüketicilerin haklı tepkisine tosladıklarında kendilerini kriz ortamında bulabiliyor. Çocuklar soru sormaya bayılır, sorularını dürüstlükle yanıtlamaya çalışın; böylece uzun vadede güvenlerini kazanırsınız. Duygulara hitap ederken gerçekleri görmezlikten gelmeyin. Samimi bir ilişki kurmanın en zor yanı ömür boyu unutamayacakları bir anı yaşatabilmekten geçiyor.

Deneyimi Tüketiciye Satabilmek

Amerika’da 1930’larda yaşanan Büyük Depresyon döneminin tam ortasında kurulan kozmetik devi Revlon’un kurucusu Charles Revson ne iş yaptıklarına dair iddialı bir laf eder: “Fabrikada kozmetik satmıyoruz, dükkânda umut satıyoruz.” Bugünkü pazarlama iletişimi etrafında dönen mesajları gördüğümüzde ne kadar haklı olduğunu anlıyoruz. 80 yıldır değişimeyen bu olguya yatırım yapan markalar uzun vadede mutlaka kazanıyorlar.

resim2

Millward Brown ’un her sene yaptığı dünyanın en değerli markalarını belirlediği BrandZ araştırmasının sonuçlarına baktığınızda kullanıcıların hayatını kolaylaştıran markaların değerlerini hızla artırdığını söyleyebiliriz. Listeye hızlı bir giriş yapan Facebook, Twitter ve LinkedIn gibi sosyal medyanın baş aktörleri kullanıcıların hayatında vazgeçilmez bir ürün olduklarının farkında.

Müşterilerine üründen öte deneyim satmayı hedefleyen markalar duygusal imajlarına yatırım yaparak bağlılığı yüksek seviyede tutabiliyorlar. Bahsi geçen ürün bir ketçap, kahve, bilgisayar, sosyal ağ, tenis maçı ya da alışveriş merkezi olabilir. Ürünü/hizmeti insanların hayatında nasıl konumlandırdığınıza ve deneyimi hangi duygularla pazarladığınıza göre iletişim araçlarını, mesajlarını doğru belirlemek gerekir. Çünkü, tüketiciler artık sizi tanıyor ve kandırılmak istemiyor.

İletişim Tuş Oldu!

Konuşma çağı yerini yazı çağına bıraktı dersek yanlış olmaz sanırım. Önceden herkes kendi hikayesini çevresindeki insanlarla paylaşırdı. Artık durum değişti, kendine uygun bir mecra bulan her yaştan insan hikayesini anında paylaşıyor.

Dilimize sünger çekildi sanki, elimize akıllı cihazlar eşliğinde tuşlar ve ekranlar teslim edildi. Diyaloglar sözlü olmaktan çıktı, herkes bir yerlerde yazarak hashtag trafiğine dahil olmanın derdinde. Sokakta bir mikrofon uzatıldığında kendini ifade etmekten aciz insanlar, ortak yaşam alanına dönüşen sosyal medyada yazar olup çıktılar. Hobisi üzerine iki çift laf edemeyen yeni nesil, hayatının her anından kareler sunma yarışına girdi. Hal böyle olunca tüketim toplumu “Her Şeyin İnterneti”ne sonunda teslim oldu.

Yapılan bir araştırmaya göre 1 saniyede yaklaşık 500 fotoğraf Instagram’a yükleniyor, Tumblr’da yaklaşık 800 adet gönderi oluşturuluyor, 1.000 adet Skype araması gerçekleştiriliyor, 4.000’den fazla tweet atılıyor, 12.000 dosya depolama sitesi Dropbox’a yükleniyor, 1 saniyede Google’da 34.000 kadar arama yapılıyor, Facebook’ta 50.000’den fazla gönderi beğeniliyor ve 1 saniyede 2 milyon e-posta gönderiliyor.

Bu veriler gelecekteki tüketici davranışlarının da habercisi konumunda. Teknolojinin hükmünde hayatını kurgulayan, her an ve her yerde çevredeki insanlar dışında nesnelerle de bağlantı içinde olacak insanlar topluluğuna kendinizi iyi hazırlayın.Yeni çağın dijital insanları bulundukları her ortamdan malzeme çıkararak dokunmaktan hoşlanıyor. Hayatımıza tuşlar girdiğinden beri iletişimin hüküm sürdüğü yeni yol “Touch Marketing” oldu diyebiliriz. İnsanların hayatına dokunamayan, bizden olmayan markalar maalesef kaybediyor.

Detaylı bilgi için Starcom Digital Ambassador Burak Kargın’a mail (burak.kargin@starcom.com.tr) atabilir veya telefonla (+90 212 315 9999) ulaşabilirsiniz.

Business Intelligence

Starcom Mediavest Group Business Intelligence, data analizi ve tüketici içgörüsü alanlarında hizmet veren SMG birimidir. Reklam yatırımıyla elde edilen değerin ölçülmesi ve maksimize edilmesini amaçlar.

Top