Üst
Connected One / Anasayfa  / Makineler aptal yaratıklar değildir!

Makineler aptal yaratıklar değildir!

Eğitim hayatım boyunca bu söylemin tam tersi bir yargıyla eğitildim. Makineler sadece verilen komutları yerine getiren “aklı olmayan” yaratıklar dendi hep. Peki öyle midir?

 

Bundan 15 yıl evvel eğitmenlerime hayır cevabını veremesem de günümüz dünyasında sanıyorum birçoğumuz kesinlikle hayır cevabını verebiliyoruz.

 

Yapay zekâ olgusu, diğer bir deyişle makine öğrenmesi, artık teknolojiye en uzak kişilerin bile hayatına girdi ve makinelerin aslında ne kadar “zeki” olabileceklerine inancımızı tazeliyor.

 

Elbette insanlık ve yapay zekâ arasındaki ilişki üzerine yapılan tartışmalar, özünde bir varlığı zeki olarak nitelendirme alışkanlığından doğuyor.

 

Birçok yargı “insan gibi düşünen sistemler yaratmak” üzerine kurulu olduğundan, bunun hümanizmdeki etkisini anlamaya çalışmak da son derece doğal. Yapay zekânın geleceğine bakarsak sonraki hedef, bir insana eşit veya onu aşan varlıklar yaratabilmektir. Dolayısıyla soru şudur: İnsanın değeri nerede?

 

Yapay zekânın insan gibi davranan, insan gibi düşünen, insanın kapasitesini artıran ve insanı aşan çok farklı sınıflandırmaları bulunuyor. Beni en çok heyecanlandıran ve özellikle radarımdaki konu ise “insanı güçlendirme” konusundaki başarısı. Bu bakış açısını “Humanistic AI” olarak adlandırmak çok yanlış olmaz.

 

Özellikle sağlık sektöründe, Humanistic AI bakış açısına örnek olabilecek çarpıcı örnekler görüyoruz.

 

Kanser Teşhisi

 

Patologları düşünelim… Her gün onlarca numuneyi inceliyor, sayısız hücre görüyor ve aşağıda görülen noktaların tümör olup olmadığını anlamaya çalışıyor. Ne kadar zor olduğunu tahmin bile edemiyorum.

 

Teknolojideki bu gelişmelerle elbette bu sektörde de yapay zekâ kullanılmaya başlandı ve alınan numuneler bir makine tarafından gruplandı.

 

Bu gelişme, günümüz dünyasında çok beklendik bir hamle olsa da sonuçlar biraz şaşırtıcı.
İnsan gözüyle yapılan gruplandırmalarda sonuçlar aşağıdaki gibiyken…

 

 

AI ile yapılan analizlerde hata payının insanlara göre daha yüksek olduğunu görüyoruz

 

 

Bu çıktılardan anlıyoruz ki, makineler patologların yerini alamaz ancak yüzde 3,4’lük bir hata payı da kabul edilemez. 100 kişiden 3’ünün tedavi olma şansı bile bulamadan ölümüne neden olunabilir.

 

İşte bu noktada Humanistic AI’a örnek teşkil edebilecek bir bakış açısı devreye giriyor.

 

Makinelerin ve insanların teşhislerde en çok zorlandığı alanlar analiz edildiğinde; “yalancı negatif”i tespit edip, fark edilmesi zor noktaları görmekte makinelerin insanlardan daha iyi olduğu sonucu çıkıyor. Böylece makinelerin kapasitesi gerçekten insanüstü bir duruma geliyor.

 

 

Üretim sektöründeki makine başarılarını da yok saymak imkânsız olur.

 

2017 yılında Autodesk ve Airbus firmaları, dünyanın en büyük 3D baskılı uçak kabinini ürettiler ve bu uçağı uçurmayı başardılar. Bahsi geçen 3D uçak kabini, orijinalinden çok daha dayanıklıydı, diğerinin neredeyse yarısı ağırlığındaydı. Ve en önemlisi kabinin tüm detaylarının çizimi makineler tarafından yapılmıştı.

 

 

Geliştirilen algoritma, belirtilen kuralları göz önünde bulundurarak milyonlarca deneme sonrasında, canlı organizmalarda bulunan hücresel yapıyı ve kemik büyümesini taklit ederek optimum sonuca en hızlı şekilde ulaştı.

 

 

Hayatımızın her alanında giderek içselleştirdiğimiz makine öğrenmesinin, insanlıkla el ele büyümesini ve insan zekâsının bu resimden asla çıkarılmamasını dilerim.

 

 

Business Intelligence

Starcom Mediavest Group Business Intelligence, data analizi ve tüketici içgörüsü alanlarında hizmet veren SMG birimidir. Reklam yatırımıyla elde edilen değerin ölçülmesi ve maksimize edilmesini amaçlar.

Top